⭐⭐⭐⭐ Yorgos Lanthimos, Alasdair Gray'in aynı isimli kitabından uyarladığı son filminde post-modern bir sıradışı klasik yaratmayı başarmış.
⭐⭐⭐⭐ Çarpıcı bir prolog: henüz ekran aydınlanmadan başlayan gergin yaylılar, kulakları sağır eden bir ses tasarımı ve üst üste bindirilen çarpıtılmış insan yüzlerinin gerçekle sanrı arasında kalan dünyaları... Kulağa tanıdık geliyor, değil mi?
⭐⭐⭐ Romanya sinemasına aşina olan bir izleyici, türün tipik unsurları olarak sosyal ve siyasi yozlaşmaya odaklanılacağını bilir. Emanuel Parvu da, Cristian Mungiu ve Cristi Puiu gibi ustaların izinden giderek aynı yolda ilerliyor gibi görünse de, biraz geriden geliyor gibi.
⭐⭐⭐ "Hollywood Tuhaf Dalgası" yükleniyor... En azından Lanthimos'un imzası henüz kaybolmadı, ancak biraz "müdahale edilmiş" durumda.
⭐⭐⭐ Muzip ve oldukça üretken... Duipeux'un son filmi "The Second Act" dün Cannes'in resmi açılışını yaptı.
Cannes Günlükleri – Pre-Cannes “Sinefillik, konaklamaya 2 aylık asgari ücret karşılığı euro ödeyip, filme bedava giriyor olmaya sevinmektir.” Fransız Rivierası’ndan selamlar! Cannes Film Festivali’ne katılan bir sinema meraklısı olarak deneyimlerimi ve duygularımı paylaşmak için kaleme aldığım bir günlük olan Cannes Günlükleri yazı
Aile, hafıza (anılar), yaşlılık, toplumsal kutuplaşma; 43. İstanbul Film Festivali seçkisindeki güncel filmlerde öne çıkan temalardı. İlk 10 beğeni sıralaması ve kısa kısa film yorumları
⭐⭐⭐ İnsan sevgisizlikten ölmez belki ama sevgisiz yaşanabildiğini söylemek de ne kadar mümkün? Sterben beş bölüm halinde perdesini kaldırdığı hikayesinde sevgisiz bir aileyi ve sürekli tekrar eden duygusal yoksunluk şemasını anlatıyor.