Yorgos Lanthimos Romantik, Bilim-Kurgu Yunanistan 2 sa 21 dk Emma Stone | Mark Ruffalo | Willem Dafoe
Ödüller & Festivaller: 77 Ödül, 383 Adaylık
Yorgos Lanthimos, Alasdair Gray’in aynı isimli kitabından uyarladığı son filminde post-modern bir sıradışı klasik yaratmayı başarmış.
Viktorya Dönemi İskoçya’sında geçiyor film. Yoksa öyle değil mi? Lanthimos’un festival havası yaratan kostümleri, renk kullanımı, Boschvari evreni ile çok da emin olamıyoruz. Çatlamış zaman ve uzam mevhumlari ve balık gözü kamerasının filmin çoğu sahnesinde kullanımı filmin gerçeküstü iskeletini oluşturuyor.
Dr Frankenstein olarak Godwin’in malikanesi soğuk, duygusuz ve distopik bir atmosferde tasarlanmış. Bu kez sadece sıradışı ve tuhaf kişiliklere sahip karakterler değil, çılgın deneylerin sonucu olan tıbbi anormalliklerle dolu yaratıklar da evin sakinlerini oluşturuyor. Bella ise burada her yönden izole edilmiş bir Frankenstein eseri. Lanthimos’un anlatım tarzı olan minimalist ve tuhaf diyaloglar Bella’nin bebek beynine sahip yetişkin karakteri ile zirveye çıkmış; yer yer heyecanlı ya da sakin ve soğuk yaklaşımı izleyicilere olağandışı ve gariplik dolu bir deneyim sunuyor. Duygusuz ve absürt diyalogları, filmdeki diğer karakterlerle tecrübe ettiği tuhaf etkileşimler ve ironik olaylar, filmin kara mizah yönünü kuvvetlendiyor ve diğer yandan da içi boşaltılmış kavramları sorgulamaya devam ederken madalyonun diğer yüzüne de ayna tutuyor.
Film görkemli set tasarımı ve zekice tasarlanmış diyaloglarının yani sıra tekniğinden çok evreniyle büyülüyor. Özellikle Bella rolünde Emma Stone ve Godwin olarak Willem Dafoe muhteşem bir oyunculuk sergiliyor. (Burada hemen Lanthimos’un su anda post-production aşamasındaki iki farklı filminde birlikte çalışacaklarını da ekleyelim).
Film elbette ki sık sık sembolizmi ve metaforları kullanmış; kimisi Flaman ressamların Babil Kulesi tasfiri gibi açık bir şekilde iken, kimisi de sadece farkında olan izleyiciye hitap ediyor.
Filmde göze çarpan bir diğer özellik ise 70 milyonluk bütçesi ile ihtişamlı set tasarımı, hikaye anlatımının yumuşatılması ile Lanthimos’un The Favourite’den sonra Poor Things ile Hollywood’a iyice yakınsamış olması. (Element Pictures’un yapımcısı olduğu The Killing of a Sacred Deer (2017)’in bütçesi 2 milyon dolar iken The Favourite (2018) ile birlikte Searchlight Pictures yapımcı firma etkisiyle 7 kat artarak 15 milyon dolar’a ulaştırır. Bugün ise Lanthimos Poor Things ile bütçesini 70 milyon dolara taşımayı başarmıştır). Çağdaş sinemanın bu denli önemli isimlerinden birisi olarak, umuyoruz ki “bağımsız” kalmayı başararak kendine özgü çizgisinden uzaklaşmaz.
