Le Deuxième Acte (2024)
Muzip ve oldukça üretken… Duipeux’un son filmi “The Second Act” dün Cannes’in resmi açılışını yaptı. Sinemanın ta kendisi hakkinda samimi, esprili ve oldukça alaycı bir mise-en-abyme eseri olan film iddiasız fakat dikkat çekici.
Filmin uzun takip çekimleri ve güçlü sinematografisi oldukça etkileyici. Oyuncular sadece 4. duvarı yıkmakla kalmayıp filme müdahaleleri ile izleyicinin aklını karıştırıyor; ve bir noktadan sonra duvar algısı tamamen kayboluyor. Aynı şekilde karakterler rolden role atlayarak gerçek ile kurgunun sınırlarını bulanıklaştırıyor. Neyin film neyin gerçek olduğu konusu roller dışında da oldukça geçirgen; Seydoux Titanic’teki müzisyen hikayesinin samimiyetine inanırken, Garrel sektördeki kişilerle yaşadığı kaçamakların gerçek olmadığı için makul olabileceğini savunuyor.
Filmde oyuncular “yönetmensiz” kendi kendilerine film çekerken kamera da kadraj dışına atılıyor. Film bir yanıyla çekimlerin zorlukları, oyuncuların egoları, duyguları ve sorunları hakkında, ama aynı zamanda günümüzün önemli konularından olan cancel kültürü, woke ve yapay zeka gibi konular da ıskalanmıyor.
Filmin finali izleyicileri içine aldığı bütün film-içinde-filmlerden uzun bir takip çekimi ile birer birer ayrılarak, dolly raylarından hayatın ta kendisine bıraktığı etkileyici bir finalle son buluyor.
Nerede izledim: Cannes (Promiyer)