The Sky Trembles and the Earth Is Afraid and the Two Eyes Are Not Brothers (2015)

3/5

BEN RİVERS
DRAM
İNGİLTERE
1 SA 35 DK
OLİVER LAXE

 

Ödüller & Festivaller:
4 Adaylık

 

MV5-BMDk3-YWRi-Mz-Yt-Mj-Bh-My00-Yz-U3-LWE1-ODgt-Yzgx-MTk3-Mm-Vk-NDZl-Xk-Ey-Xk-Fqc-Gde-QXVy-Nz-Mz-Mj-

 

If İstanbul ’15 ‘Başka Haller’ bölümünde izlemiş olduğum ilginç film, bu kez konunun kendisi yeterince ilginç olduğu için yoruma bile neredeyse gerek kalmadan direkt anlatmak istedim.

Başlıkla aynı ismi taşıyan cümlelerin bulunduğu kitabın sesli okunması ile başlıyor ve Fas’ta film çekimi sahneleri ile devam ediyor, tuhaf tiplemeler, yerel halktan görüntüler vs. Başrol oyuncusu yönetmen yerel halkın dilini de bildiği için herkes ile iyi iletişim halinde gibi görünüyor. Çekimler süresince yerel halktan günlük enstantaneler perdeye yansıyor. Film çekimleri tamamlanıyor ve yönetmen çekim yapılan alandan ayrılıp tek başına etrafı keşfe çıkıyor. Sonrasında filmin asil kırılma sahnesi geliyor, yönetmeni takip eden ve onu tek bulan siyah cübbeli bir yerli “Gel, asıl eğlence burada, kaçırma” diye yönetmeni çağırması ile başlıyor. Yönetmeni kaçıran yerli onu ‘çektiği film ile yerlilerin hayatlarına ve köylerine uğursuzluk getirdiği’ gerekçesi ile bağlıyor, dilini kesiyor, işkence ediyor. Sonra da bir grup arkadaşı ile onu esir alıyorlar. üzerini tamamen tenekelerle kaplayıp kendileri ile birlikte oradan oraya götürüyorlar. sıkıldıklarında silah zoru ile dans ettiriyorlar. İlk günlerde istemeye istemeye dans eden kurban (yönetmen) sonraları -psikolojisinin de iyice çökmesi ile- dans stilini benimsiyor, kendisine yeni figürler buluyor, dansına iyice hakim oluyor. Bunun üzerine acımasız yerliler bunu uğradıkları bir köyde bir gruba (ilahilerine dansı ile eşlik etmek için) satıyorlar. Yönetmen dans etmiyor (silah zoru olmadığı için mi, müzik farklı diye mi, yoksa o sapkın gruptan kurtulduğu için mi belli değil). Satın alan adam bunun üzerine satan gruba gidiyor ve parasını istiyor, acımasız grup adamı vurup ortadan kayboluyor. Sonra bir şekilde serbest kaldığını anlayan yönetmen/köle/tenekeli dansçı önce kafası kopuk horoz gibi oradan oraya savruluyor. Sonra da bilinmezliğe doğru koşar adım ilerliyor.

Film psikolojik incelemeleri ve deneysel / mistik havası ile gerçekten farklı bir yapım. Manzara görselleri, renk tercihleri, cübbeli yerliler ve onların garip davranışları ile bir miktar Bergman tarzını çağrıştırmadı değil. Ağır ilerleyen filmlerinden sıkılmayanlar ve farklı bir yapım izlemek isteyenler için güzel bir seyirlik.

Nil Birinci