Zengin kültürel göndermeler içeren şahane bir Pixar animesi.

İnsanların içinde yaşadığı uzay gemisi bize adıyla bile birçok şeyi anlatmakta; axiom felsefe, mantık ve matematikte kullanılan bir terim olup; başka bir önermeye götürülemeyen ve kanıtlanamayan, böyle bir geri götürme ve kanıtı da gerektirmeyip, kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin temeli ve on dayanağı olan temel önerme anlamına gelmektedir.
Buradan içindeki insanların boşvermiş, tembel ruh hallerini, daimi bir procrastinate vaziyetinde olmalarını, içinde bulundukları durumun zaten olması gereken olduğunu ve alternatifin söz konusu dahi olmadığını neden kabul ettiklerini anlayabiliyoruz.

2001 A Space Odyssey göndermeleri filmle ilgili en sevdiğim nokta oldu. Auto-hal9000 ve ayrıca Johann Strauss‘un “The Blue Danube”sini duydukça girdap gibi filmin içine çekiyor sizi.

Film hakkındaki bazı derleme notlar da su şekilde:

-Aslında ilk olarak Thrash Planet adı ile bir versiyon çekilmiş, sonradan Wall·E’ye dönmüş olay.
-Yönetmen Andrew Stanton ve Pixar ekibi bir buçuk sene boyunca öğle aralarında Charlie Chaplin ve Buster Keaton filmleri izlemiş.
-Zemin pistleri de renkler ile kodlanmış: açık mavi insanlar için, beyaz işçi robotlar ve kırmızı kabin görevlileri.
-Eve, 5.5 saniyelik rubik küp çevirme rekorunu da 4 saniye ile kırıyor filmde.
-Film 27 yaşında ölen Pixar animatoru Justin Wright’a addedilmis.
-Film Hello, Dolly ile içiçe, birçok gönderme var, sahnelerin çoğunda faydalanılmış ve zaten izleyip durduğu film de o.

Sonuç olarak her yaştan seyirciye hitap edebilen, içinde kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz, sıkılmadan izleyebileceğiniz zengin bir anime.

Nil Birinci