⭐⭐⭐ "Hollywood Tuhaf Dalgası" yükleniyor... En azından Lanthimos'un imzası henüz kaybolmadı, ancak biraz "müdahale edilmiş" durumda.
⭐⭐⭐ Almodóvar, İspanyol bir yönetmendir.
⭐⭐⭐⭐ Fargeat’ın Substance’daki mücadelesinin feminist bakışın savunucusu olması kadar oklarını Hollywood’a yöneltmesinin özel bir sebebi var.
Bu seneki Toronto Uluslararası Film Festivali'nden 4 filme odaklanıyoruz: Hard Truths, The Return, Bring Them Down, Sing Sing
⭐⭐⭐⭐ Prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yaparak Palme d'Or ödülünü kazanan Armand, Norveçli yönetmen Halfdan Ullmann Tøndel'in ilk uzun metrajı.
⭐⭐⭐ "Simon de la montaña" güçlü teknik yönu ile yönetmen için umut verici bir başlangıç olarak etkileyici bir izlenim bırakıyor
⭐⭐⭐⭐⭐ Sinemaya sanatsal bir veda manifestosu olarak yorumlanabilecek son eseri ile Godard düşünceyi ve imgeyi, ve sonunda belki de kendini özgürleştirdikten bir gün sonra hayata gözlerini yumarken, sinema hala “çatıda keskin nişancının seyircisini vurduğu bir sanat” olmaya devam eder.
⭐⭐⭐⭐ Çarpıcı bir prolog: henüz ekran aydınlanmadan başlayan gergin yaylılar, kulakları sağır eden bir ses tasarımı ve üst üste bindirilen çarpıtılmış insan yüzlerinin gerçekle sanrı arasında kalan dünyaları... Kulağa tanıdık geliyor, değil mi?
⭐⭐⭐ Romanya sinemasına aşina olan bir izleyici, türün tipik unsurları olarak sosyal ve siyasi yozlaşmaya odaklanılacağını bilir. Emanuel Parvu da, Cristian Mungiu ve Cristi Puiu gibi ustaların izinden giderek aynı yolda ilerliyor gibi görünse de, biraz geriden geliyor gibi.